Sağlıkta Reklam Yasağı

 

ORGAN VE DOKU NAKLİ HİZMETLERİNDE REKLÂM YASAĞI

 

The prohibition of advertisement on the serves of tissue and organ transplantation

 

 

http://www.yahyaderyal.net/index.php?link=97 (erişim tarihi)

 

1. Uluslararası Tıp Etiği ve Tıp Hukuku Kongresi (Organ ve Doku Naklinde Tıp Etiği ve Tıp Hukuku Sorunları), Tebliğ metni için bkz. Bildiri Kitabı, İstanbul 2007, s.289-301. 

 

Yrd. Doç. Dr. Yahya DERYAL

KTÜ-İİBF Ticaret Hukuku AbD.

yderyal@yahoo.com

 

Özet: İnsan sağlığı ile ilgili ekonomik faaliyetlerde kâr güdüsü, ticaret arzusu ve kazanç kaygısı taşınmaması için reklam yasağı öngörülmüştür. Sağlığın ticarileşmemesi ilkesi de bunu gerektirir. Özellikle insan vücudu ve organlarının, herhangi bir mal (adi bir meta) gibi ticari kazanç konusu edilmeden nakledilmesi mümkün olmalıdır. İnsan Hakları ve Biyotıp Sözleşmesi (m.21), ?İnsan vücudu ve onun parçaları, ticari kazanç sağlanmasına konu edilemez? derken; 2238 sayılı Kanun, daha genel olarak ?bir bedel veya başkaca çıkar karşılığı organ ve doku alınması ve satılması?nı (m.3) ve bu konuda yapılacak ?her türlü reklamı? yasaklamaktadır (m.4). Mevzuat düzeyindeki bu sınırlamalara karşın uygulamada bu ilkelerin aynı titizlikle gözetilmediği görülmektedir. Ayrıca her nedense, bu konunun asıl taraflarından birisi olan 2219 sayılı Hususi Hastaneler Kanunu sessizliğini korumaktadır. 

ABSTRACT:  The advertisement prohibition has been suggested in economical activities related to human health so that the motive and worry of profit and the desire of trade are not the main issue. This is also required by the principle of being noncommercial in health. Especially, it must be possible that any organ of the body can be transplanted without making the issue of trade, on the contrary to any ordinary goods. Convention on Human Rights and Biomedicine (a.21) states that ?Human body and its parts (organs) can not be an issue for trade?; more generally, the law numbered by 2238 prohibits ?selling and buying of any tissue or organ of the body for a price or any kind of benefit? (a.3) and ?every kind of advertisement? to be done about this (a.4).  Despite these restrictions on the level of legislation, these principles were not seemed to be applied fastidiously. Furthermore, somehow, the law of private hospitals numbered 2219, which is one of the main parts, keeps being quite. 

 

1. Genel Olarak Sağlık Reklamları


Reklamın çok değişik tanımları yapılmakla birlikte, genel kabul gören bir tanımı şu şekilde ifade edilebilir: Bir ürün veya hizmetin, bir kurumun, bir kişinin ya da bir fikrin, tarifesi ve kim tarafından ödendiği önceden belirli bir bedel ödenerek kitle iletişim araçları ile geniş kitlelere duyurulması ve benimsetilmesidir[1].

İnsanın yaşama hakkı ve sağlığı ile yakından ilgili hizmet ve üretim sektörlerinde ve ilaç gibi ürünlerde, herhangi bir mal ve hizmet pazarlamasından farklı olarak ?ticarileşme yasağı? ve buna bağlı olarak ?reklam kısıtlamaları? kabul edilmektedir[2]. İnsanın en temel haklarından biri olan sağlık hakkı ve sağlıklı yaşama ihtiyacının istismar edilmesi ve sınırsız kazanç isteklerine alet edilmesi kabul edilebilir bulunmamaktadır[3].

Genel kabule rağmen, sağlık hizmetlerinde reklamın kapsamı ve sınırları ve reklam yasağının yerindeliği hukukçular, hekimler, reklamcılar, ilaç firmaları, özel hastane işletmecileri, iletişim ve işletme bilim uzmanları tarafından değişik yönleriyle tartışılmaktadır[4]. Sağlıkta reklam kısıtlamalarının en alt düzeyde tutulduğu ABD?nde bile, yasal bir engel bulunmadığı halde, sağlık reklamları çok dikkatli bir biçimde sadece aile hekimleri ve hastalar ile sınırlı tutulmakta ve çoğunlukla posta reklamları yöntemi kullanılmaktadır[5].

Hukuk normları ile getirtilen kısıtlamalar bir yana, reklam etiği açısından yapılan araştırmalar da bu konuya ilişkin ciddi kaygılar gündeme getirmektedir[6]. Sağlık alanında yapılan reklamlara yönelik eleştiriler, ?ekonomik? içerikli olmaktan çok ?sosyal? içeriklidir[7].

Sağlık (tababet) mesleğinin ticarileşmesini önlemeye yönelik önlemlerin başında, reklam yasakları ve kısıtlamaları gelmektedir. Türk pozitif hukuku, reklam yasağını en katı şekilde benimseyen ve uygulayan örneklerden biri sayılabilir. Reklâm yasağı sadece hekimlere yönelik de değildir. Avukatlar[8], noterler[9], veterinerler[10], eczacılar[11], diş hekimleri[12] ve muhasebe meslek mensupları[13] gibi mesleğini ruhsatla yerine getirebilen serbest meslekler için de reklam yasağı söz konusudur.

Özellikle serbest çalışan hekimler ile özel sağlık işletmelerini ilgilendiren reklâm yasağı, mevzuatımızda titizlikle ve ayrıntılı şekilde düzenlenmiştir. Özel hastanelerce yapılan reklâm amaçlı duyurularda ve bastırılan tanıtım broşürlerinde bu hukuki normların zaman zaman göz ardı edildiğine tanık olmak mümkündür. Özel sağlık işletmeleri bazen kamu yararının ön planda tutulduğu sağlık alanında meslek icra ettiklerini göz ardı edip, salt bir işletme refleksi içinde reklâm ve tanıtım faaliyetlerine girişebilmektedirler.

Sağlık hizmetlerinde daha çok ?kurumsal reklam? türüne rastlanmaktadır. Yani özel sağlık işletmelerini tanıtmaya, imajını pekiştirmeye, kurumsal itibarını artırmaya yönelik reklamlar daha baskın olarak görülmektedir. Ürün reklamları ikinci sırada yer alır. Fakat bütün bu reklam etkinlikleri, çoğunlukla bir ?halkla ilişkiler faaliyeti? olarak icra edilmektedir[14].

Sağlıkta reklam yasaklarını delmek üzere son yıllarda ?gizli/örtülü reklam? yöntemlerinin büyük bir ustalıkla uygulamaya konulduğu gözlenmektedir[15]. Yaygınlaşma eğilimi gösteren bir reklam yöntemi de infomersiyal (infomercial) adı verilen ve 30-60 dakika kadar süren ?özel tanıtıcı TV reklamları? yoluyla bazı sağlık ürünlerinin tanıtılması uygulamalarıdır[16]. Diş macunu reklamlarında Diş Hekimliği Fakültelerinin ve dondurma reklamlarında Gıda Mühendisliği Fakültelerinin ve/veya öğretim üyesi uzmanların yer alması da üzerinde durulması gereken bir başka noktadır[17].

İnsan sağlığına yönelik bir hizmetin özelliğinden kaynaklanan bir duyarlılık ve titizlik içinde sağlıkta reklâm özel bazı kurallara bağlanmıştır.


2. Sağlığın Ticarileşmesi Yasağı


Sağlık işletmeleri için öngörülen reklam yasağının dayandığı temel ilke, sağlığın ticarileşmesi yasağı sayılabilir. Çünkü, insan sağlığının kazanç konusu haline getirilmesi hiçbir şekilde kabul edilemez.

1219 sayılı Tababet Kanunu m.12/I: ?Sanatını icra etmek üzere bir mahalde kayıtlı olan herhangi bir tabibin bizzat dükkân ve mağaza açmak suretiyle her türlü ticaret yapması memnudur?. Doktor diplomasına sahip olduğu halde, mesleğini icra etmeyip bizzat ticaretle uğraşan kişilerin bu yasaktan etkilenmesi düşünülemez. Çünkü hekimlere yönelik ticaret yasağı, mesleğin icrası ile bağdaşmazlığı düşüncesine dayalıdır. Ayrıca burada kastedilen, hekimin mesleğini ticarileştirmesinden çok; hekimlik mesleğini icra ettiği sırada aynı zamanda ticari faaliyette bulunmasıdır.

Tıbbi Deontoloji Nizamnamesi m.8/I: ?Tabiplik ve diş tabipliği mesleklerine ve tedavi müesseselerine ticari bir veche verilemez?. Burada bir tıbbi etik kuralı ifade edilirken, hem serbest hekimlik mesleği uygulamasına hem de sağlık işletmelerine ticari bir yön kazandırılması yasaklanmaktadır. Yine TDN m.39?a göre, ?Tabip ve diş tabibi, meslektaşlarının hastalarını elde etmeye matuf hareket ve teşebbüslerde bulunamaz?. Bu kuralın anlamı, serbest piyasa ekonomisinde ve ticari faaliyetlerin özünde var olan hatta varlığı istenen rekabetin, müşteri artırmaya yönelik reklam ve pazarlama faaliyetlerinin hekimlik açısından yasaklanmasıdır.  

Sağlık mesleğinin icrasına yönelik bu temel ilke sağlık mevzuatında önemle vurgulanmaktadır. Türkiye Cumhuriyeti tarafından 4 Nisan 1997 tarihinde imzalanan ve 1 Aralık 1999 tarihinde yürürlüğe giren ?Biyoloji ve Tıbbın Uygulanması Bakımından İnsan Hakları ve İnsan Haysiyetinin Korunması Sözleşmesi: İnsan Hakları ve Biyotıp Sözleşmesi?, TBMM tarafından 03.12.2003 tarihinde onaylanmış ve 5013 sayılı onay Kanunu 9 Aralık 2003 tarih ve 25311 sayılı Resmi Gazete?de yayımlanarak aynı tarihte yürürlüğe girmiştir.

İşte Türk pozitif hukukunun bir parçası haline gelen Biyotıp Sözleşmesinin 21. maddesi şöyle demektedir: ?İnsan vücudu ve onun parçaları, ticari kazanç sağlanmasına konu edilemez?. Kuralın amacı, insan bedenini kazanç konusu olmaktan çıkarıp, insan onurunu korumaktır.

Fakat her nasılsa, bu yasağın en çok ilgili olduğu özel hastanelerin temel kanunu 2219 sayılı Hususi Hastaneler Kanunu, ne ticari faaliyet yasağından ne de reklam yasağından açıkça söz etmemektedir. Bu tür temel yasakların kanunla öngörülmesi ilkesi bir yana; bu kanuna dayalı olarak çıkarılan Tüzüğün de bu suskunluğu koruması anlamlıdır. Sadece yukarıda sözünü ettiğim Yönetmeliğin ?bilgilendirme ve tanıtım? kenar başlıklı 60. maddesindeki düzenleme ile yetinilmiştir.

Ticari faaliyet yasağı, benzer şekilde muhasebe meslek mensupları[18] ve avukatlar[19] için de öngörülmüştür. Serbest meslek mensuplarının ticari faaliyetten bu şekilde yasaklanmış olmasının amacı, kendilerini tam olarak mesleklerine adayabilmeleri ve ticaretin iflas gibi yüz kızartıcı ve mesleki onuru zedeleyici sonuçlarından uzak kalmalarını sağlamaya yöneliktir. 

Kamuda 657 sayılı Kanuna tabi olarak görev yapan hekimler, özel muayenehane açarak serbest meslek faaliyeti icra hakkını elde etmiş olsalar dahi; ?esnaf? veya ?tacir? sayılmayı gerektirecek bir ticari faaliyet yapamazlar. Kollektif şirket veya adi şirket ortağı da olamazlar. Komanditer ortak olabilirler fakat komandite ortak olamazlar. Anonim veya limited şirketlerde kurucu ve/veya ortak olabilseler de, yönetim kurulu üyesi, müdür veya denetçi olamazlar. Sadece kalkınma, tüketim ve yapı kooperatiflerinde hem kurucu hem ortak hem yönetim kurulu üyesi hem de denetçi olabilirler. Memur hekimler, ayrıca ticari işletmeler için temsilcilik görevi de alamazlar (657 s. K.m.28).

Yeni TCK.m.91/6?da çıkar amaçlı organ sağlamaya yönelik reklamlar cezalandırılmaktadır: ?Belli bir çıkar karşılığında organ veya doku teminine yönelik olarak ilan veya reklam veren veya yayınlayan kişi bir yıla kadar hapis cezası ile cezalandırılır?.

 

3. Sağlık Hizmetlerinde Reklâm Kısıtlamaları


1593 sayılı Umumi Hıfzıssıhha Kanunu da, ?suni maden sularına malik olmadıkları şifalı hassalar atıf ve isnat edilmek suretiyle her çeşit reklâm icrasını? yasaklamaktadır (m.207). Ayrıca, 1030 tarihli Kanuna 1983 yılında eklenen bir fıkra ile ana sütü konusunda yapılacak eğitimlerin, ?ana sütü ile beslenmenin yaygınlaştırılmasını önleyici veya çocuk besinlerini reklâm edici nitelikte olması? yasaklanmaktadır (m.280).

3977 sayılı Kozmetik Kanunu da, üretimi, ithali ve satışa arz edilmesi Sağlık Bakanlığının izin ve denetimine bağlı olan kozmetik ürünlerin tanıtımının da, Sağlık Bakanlığı denetimine tabi olduğunu belirtmektedir (m.2).

2238 sayılı Kanun da, bilimsel, istatistikî ve haber niteliğindeki bilgi dağıtımı halleri müstesna, organ ve doku alınması ve verilmesine ilişkin her türlü reklâmı yasaklamaktadır (m.4).  

Tıbbi Deontoloji Tüzüğü?ne göre, hekimlik mesleğine ve tedavi kurumlarına ticari bir nitelik kazandırılamaz (m.8/I). Hekimler, yazılarında kendi reklâmını yapamaz (m.8/II), reklâm mahiyetinde teşekkür ilânları yayınlayamaz (m.8/III).

4077 sayılı Tüketicinin Korunması Hakkında Kanun m.16/II: ?Tüketiciyi aldatıcı, yanıltıcı veya onun tecrübe ve bilgi noksanlıklarını istismar edici, tüketicinin can ve mal güvenliğini tehlikeye düşürücü, şiddet hareketlerini ve suç işlemeyi özendirici, kamu sağlığını bozucu, hastaları, yaşlıları, çocukları ve özürlüleri istismar edici reklâm ve ilânlar ve örtülü reklâm yapılamaz?.

Özel Hastaneler Yönetmeliği (RG., 28.05.2004, 25475) m.60 ?bilgilendirme ve tanıtım? kenar başlığını taşımaktadır. Düzenleme şu şekildedir: ?Özel hastaneler; tıbbî deontoloji ve meslekî etik kurallarına aykırı şekilde, insanları yanıltan, yanlış yönlendiren ve talep yaratmaya yönelik, ruhsatında yazılı kabul ve tedavi ettiği uzmanlık dallarından başka hastaları kabul ve tedavi ettiği intibaını uyandıran, diğer hastaneler aleyhine haksız rekabet yaratan davranışlarda bulunamazlar ve bu mahiyette tanıtım yapamazlar. Özel hastaneler, ruhsatında kayıtlı ismi dışında başka bir isim kullanamazlar? (f.I).

?Özel hastaneler tarafından; sağlığı koruyucu ve geliştirici nitelikteki bilgilendirme ve tanıtımlar yapılabilir. Bilgilendirme ve tanıtım faaliyetleri kapsamında, yanıltıcı, abartılı, doğruluğu bilimsel olarak kanıtlanmamış bilgilere ve talep yaratmaya yönelik açıklamalara yer verilemez? (f.II).

?Özel hastaneler; hizmet alanları ve sunacağı hizmetler ile açılış bilgileri ve benzeri konularda toplumu bilgilendirmek amacıyla tanıtım yapabilir ve ilan verebilir? (f.III).

?Özel hastaneler tarafından oluşturulan internet sitelerinde; yer alan her türlü sağlık bilgisi, alanı ile ilgili bilgi ve tecrübeye sahip sağlık meslek mensupları tarafından verilmek zorundadır. Bu siteler aracılığıyla hiçbir şekilde tedavi edici sağlık hizmetine yönelik bilgiler verilemez. İnternet sayfalarında verilen bilginin, son güncelleme tarihi açıkça belirtilir? (f.IV).

Ayakta Teşhis Ve Tedavi Yapılan Özel Sağlık Kuruluşları Hakkında Yönetmelik (RG., 09.03.2000, 23988) de bu konuya özel ilgi göstermiştir. ?Sağlık kuruluşunun bünyesinde olmayan faaliyetler ve fiyatlar konusunda reklam verilemez? (m.57).

?Sağlık kuruluşları çalışmalarına ticari bir görünüm veremeyecekleri gibi; insanları yanıltıcı, paniğe sevk edici, yanlış yönlendirici, benzer nitelikteki kuruluşlar ve çalışanları arasında rekabete yol açıcı davranışlarda bulunamazlar? (m.58/I).

?Ancak, sadece sağlık kuruluşuna başvuran hastaların kullanımına yönelik olarak, temel olarak sağlığı geliştirici ve koruyucu nitelikte söz konusu sağlık kuruluşunun faaliyet gösterdiği alan ile ilgili sağlık sorunları, bu sorunlardan korunma veya sağlık sorunlarının kişide meydana getirdiği olumsuzlukların şahsi tedbirler aracılığı ile giderilmesi veya azaltılması hakkında bilgiler içeren eğitim materyalleri hazırlayabilirler? (m.58/II).

?Sağlık kuruluşları ve çalışanları, yukarıda açıklanan hususlara riayet etmek ve reklâm, tanıtım, bilgilendirme niteliğindeki her türlü faaliyetleri için Müdürlükten izin almak zorundadır? (m.58/III).

Aşağı yukarı buna paralel bir düzenleme Güzellik Ve Estetik Amaçlı Sağlık Kuruluşları Hakkında Yönetmelik?te (RG., 12.05.2003, 25106) de bulunmaktadır (m.33,34). 

 

4. Hekim Kartviziti


1219 sayılı Tababet Kanunu, hekimlik mesleğini icra edenlerin reklâm ve tanıtım duyurularını tanımlamakta ve sınırlamaktadır: ?İcrayı sanat eden tabipler hasta kabul ettikleri mahal ile muayene saatlerini ve ihtisaslarını bildiren ilanlar tertibine mezun olup diğer suretlerle ilan, reklâm ve saire yapmaları memnudur? (m.24).

Bu hüküm şöyle özetlenebilir: Hekimler, sadece işyeri adresi, mesai saatleri ve uzmanlıklarını kamuoyuna duyurabilirler. Bunun dışında bilgi ve açıklamalar içeren bir reklâm ve tanıtım yapamazlar. Tıbbi Deontoloji Tüzüğü, hekim reklâmında yer alabilecek unsurları biraz daha detaylandırmıştır (m.9): Adı, soyadı, adresi, uzmanlık alanı, akademik unvanı, muayene gün ve saatleri[20].  

 

5. Tıbbi Ürün Tanıtımları (İlaç Reklamları)


1262 sayılı İspençiyari Ve Tıbbi Müstahzarlar Kanunu (1928) da ilaç reklâmlarını düzenlemektedir (m.13)[21]: Sadece ürünü övmek amacıyla ve kendisinde bulunmayan şifa özelliklerinden söz edilerek veya var olan şifa özelliği abartılarak reklâm yapılması yasaklanmaktadır[22]. Fakat ?...hastalıklarında kullanılması faydalıdır? türünden reklâm ve tanıtım yapılabilir. Ayrıca, reçetesiz satılmasına izin verilmeyen (reçete ile satılması zorunlu) ilaçların reklâmları, önceden Sağlık Bakanlığından onay alınarak sadece tıbbi dergilerde yapılabilir. Bir ilacın bilimsel özellikleri ve değerini anlatan filimler, Sağlık Bakanlığı?nın izni ile ve uygun göreceği yerlerde gösterilebilir (m.13/I).

1262 sayılı Kanuna dayanarak çıkarılan Beşeri Tıbbi Ürünlerin Tanıtım Faaliyetleri Hakkında Yönetmelik (RG., 23.10.2003, 25268), tanı, tedavi ve fizyolojik fonksiyonları iyileştirmede kullanılan beşeri tıbbi ürünlerin topluma ve sağlık mesleği mensuplarına tanıtımı esaslarını düzenlemektedir. Beşeri tıbbi ürün tanıtımı ve ilaç reklâmını özel olarak ve ayrıntılı şekilde düzenleyen ve 2001/83-EC sayılı beşeri tıbbi ürünler hakkındaki AB Direktifine paralel şekilde hazırlanan (m.18) bu Yönetmelik hükümlerine daha yakından bakmakta yarar vardır.

 

6. İlacın Topluma Tanıtımı İlkeleri


Yönetmeliğe göre, reçetesiz satılan beşeri tıbbi ürünlerin topluma, reçete ile satılan beşeri tıbbi ürünlerin sağlık mesleği mensuplarına tanıtımı yapılabilir (m.5/a-b).

?İlgili mevzuata göre ruhsatlandırılmamış ya da izin verilmemiş hiç bir tıbbi ürünün tanıtımı yapılamaz? (m.6/I). Tanıtımda, gereksiz kullanıma yol açabilecek yanıltıcı ve abartılı ve doğruluğu kanıtlanmamış bilgiler kullanılamaz (m.6/IV). Klima, buzdolabı, soğutucu, termos, otomobil aksesuarları, saç kurutma makinesi, video ve televizyon gibi beşeri tıbbi ürünlerle ilgisiz malzeme veya araçlar tanıtım malzemeleri olarak kullanılamaz (m.6/V).

Reçete ile satılan ürünler ile psikotrop ve narkotik maddeleri içeren ürünlerin topluma tanıtımı yapılamaz (m.7/II). Bakanlık tarafından onaylanan aşılama kampanyalarında kullanılan ürünlerin topluma tanıtımı yapılabilir (m.7/III).

Tüberküloz, cinsel yolla bulaşan hastalıklar, ciddi enfeksiyon hastalıkları, kanser ve diğer tümör kaynaklı hastalıklar, kronik uykusuzluk (insomnia), şeker hastalığı ve diğer metabolik hastalıklarda kullanılan ürünlerin topluma yönelik tanıtımı yapılamaz (m.7/IV). Geri ödemesi yapılan tıbbi ürünlerin halka tanıtımı yapılamaz (m.7/V).

Reçete ile satılan beşeri tıbbi ürünlerin, televizyonlar ve radyolar aracılığı ile tanıtımı yapılamaz (m.7/VI). Hiç bir tıbbi ürün promosyon amacıyla halka doğrudan dağıtılamaz (m.7/VII).

 

7. Topluma Yönelik İlaç Tanıtımı Yasakları


Topluma tanıtımla ilgili temel yasaklar şunlardır (m.8/III):

a) Özellikle mektupla bir teşhis veya tedavi önermek suretiyle, bir tıbbi konsültasyon veya cerrahi operasyonun gereksiz olduğu izlenimini vermek,

b) Ürünü kullanmanın sonuçlarının garantili olduğunu, yan etkiye sahip olmadığını veya bir başka tedavi ya da tıbbi üründen daha iyi veya ona eşdeğer fayda sağladığını iddia etmek,

c) Kişinin sağlığının ürünü kullanarak düzeleceğini ima etmek,

d) (Bakanlıkça yürütülen aşılama kampanyaları hariç) kişinin ürünü kullanmadığı takdirde sağlığının etkileneceği telkininde bulunmak,

e) Sadece veya özellikle çocuklara yönelik etkinlikte bulunmak,

f) Bilim adamları, sağlık personeli veya bu iki kategoride bulunmamakla birlikte, meşhur olmalarından dolayı tıbbi ürünlerin tüketimini teşvik edebilecek kişilerce yapılan bir tavsiyeye veya bu tavsiyeye atıfta bulunmak,

g) Tıbbi ürünün bir yiyecek, kozmetik veya diğer bir tüketim ürünü olduğunu ima etmek,

h) Tıbbi ürünün güvenli ve etkili olmasının doğal olmasından kaynaklandığını ima etmek,

i) Bir vaka hikâyesi tanımlanması veya ayrıntılı olarak sunulması yoluyla kullanıcının kendi başına yanlış bir teşhis koymasına yol açmak,

j) Uygunsuz, panik yaratan ve yanlış yönlendiren ifadelerle iyileştirme iddiasında bulunmak,

k) Hastalığın veya yaranın insan vücudunda sebep olduğu değişiklikleri veya tıbbi ürünün insan vücudunda veya vücudun bölümlerindeki etkisini uygunsuz, panik yaratan veya yanlış yönlendiren ifadelerle ya da resimlemelerle anlatmak,

l) Tıbbi ürüne ruhsat verildiğinden bahsetmek,

m) İlaçların farmakolojik etki gücünü, etkililik anlamında kullanarak yanıltıcı mukayese yapmak,

n) Belirli bir endikasyonda tedavinin toplam maliyetini ya da kronik hastalık tedavisinde olduğu gibi günlük, aylık veya benzeri bir süredeki tedavi maliyetini göz ardı ederek, farklı ilaçların veya aynı ilacın farmasötik eşdeğer müstahzarlarının, tek bir farmasötik formu veya kutu bedeli üzerinden yanıltıcı/yanlış yönlendirici mahiyette fiyat veya maliyet karşılaştırması yapmak,

o) Yeterli bir örneklem büyüklüğüne ve ayrıntılı bir incelemeye dayanmayan, bilimsel sağlamlığı yetersiz bir çalışma ile kesin hükümlerde bulunmak.

 

8. İlacın Sağlık Çalışanlarına Tanıtımı


Beşeri tıbbi ürünlerin, sağlık mesleği mensuplarına tanıtımında, güncel kısa ürün bilgilerine uygun gerekli bilgiler, bu bilgilerin hazırlandığı ve son güncellendiği tarih ile tıbbi ürünün sunum sınıfı yer alır (m.9/I). Bakanlık bu tür tanıtımlarda, ürünün ve/veya farklı doz, form ve ambalajlarının satış fiyatları ile sosyal güvenlik kurumlarının geri ödeme koşullarının bulunmasını isteyebilir (m.9/II).

Hatırlatıcı nitelikte basılı tanıtım malzemeleri üzerinde, herhangi bir iddia içermeden, ürüne yönelik olarak sadece, ilacın ticari ismi, etkin madde veya maddelerin INN[23] ya da onaylanmış jenerik isimleri, gerektiğinde başvurularak, daha geniş bilginin sağlanabileceği üretici, ithalatçı ya da ruhsat sahibinin adı ve adresine yer verilebilir (m.9/III).

Ürünlerin, sağlık mesleği mensuplarına tanıtımı yapılırken, herhangi bir nakdi veya ayni avantaj sağlanamaz, teklif edilemez ve söz verilemez (m.10/IV). Promosyonel faaliyetlerde konukları ağırlama, her zaman makul bir düzeyde ve toplantının asıl amacına nazaran ikincil önemde olmalı ve sağlık çalışanları dışındaki kişileri kapsamamalıdır (m.10/V). Sağlık mesleği mensuplarına, şans oyunu aracılığı ile herhangi bir tanıtım yapılamaz ve hizmet sunulamaz (m.10/VI). Sağlık mesleği mensupları, yukarıda belirtilenlerin aksine herhangi bir teşviki kabul veya talep edemezler (m.10/VII).

Sadece sağlık meslek mensuplarına dağıtılanlar hariç olmak üzere, gazete, dergi ve benzeri yazılı medya araçları ile tanıtım yapılamaz. Bakanlığın izni ile yapılan ve ürünün pazara arz edildiğini duyuran ilanlar yasak değildir (m.10/VIII).

 

9. Bilimsel Etkinlikler Aracılığıyla İlaç Tanıtımları


Yönetmelik ilaç tanıtımlarına yönelik bilimsel faaliyetleri de düzenlemektedir (m.11). Ruhsat sahipleri, bilgilerin iletilmesi ve tartışılması için yararlı olan kongre, seminer, sempozyum, bilimsel, eğitsel toplantı düzenleyebilir veya bu tür faaliyetlere bilimsel/finansal katkıda bulunabilir (m.11/II). Fakat, ilaç tanıtımı ile ilgili bilimsel ve eğitsel faaliyetler, var olan tıbbi bilgileri aktarmak veya yeni bilgileri sunmak amacı dışında kullanılamaz (m.11/I).

İlaç ruhsatı sahipleri, bilimsel kongrelerde bildiri, yayın, poster gibi bilimsel çalışma sunumunda bulunanlar ve toplantılara eğitim amaçlı katılanlar dışındaki kişilerin katılımı konusunda finansal katkıda bulunamazlar. Toplantılara katılanlar için yapılacak ağırlama/kabul etkinlikleri toplantı amacını ikinci plana itecek nitelikte olamaz (m.11/III).

Bu gibi toplantılar uygun yer, biçim ve düzeyde olur. Yıl içinde düzenlenecek veya katkıda bulunulacak kongre, sempozyum, seminer ve benzeri faaliyetler, önceki yıl içinde ruhsat sahipleri tarafından yıllık program halinde; programda oluşabilecek değişiklikler toplantı öncesinde Bakanlığa bildirilir. Toplantılara sağlık meslek mensupları dışındaki kişiler davet edilemez. Bu toplantılara katılanların listeleri ile katılımcılara sunulan bilgiler ve dokümanların örnekleri Bakanlığın talebi halinde sunulmak üzere muhafaza edilir (m.11/IV).

Sadece hekim, diş hekimi ve eczacılara verilebilen ve satışa konu edilemeyeceği üzerinde yazılı olan bedelsiz ilaç numuneleri ile ilgili gerekli kayıt ve kontrol sistemi ruhsat sahibi firmaca tutulmalıdır (m.12/a). Psikotrop ve narkotik maddeleri içeren ürünlerin numuneleri verilemez (m.12/e).

 

10. Tıbbi Satış Temsilcileri


Yönetmelik ?tıbbi satış temsilcileri?ni de düzenlemektedir (m.13).

Çalıştıkları firma tarafından temel ve gerekli hizmet içi eğitimler verilen tıbbi satış temsilcileri, tanıtım için gerekli bilimsel bilgi ve veriye sahip olmalıdırlar (m.13/I) ve tanıtımlarında kullandıkları bilgileri, tanıtım malzemeleri aracılığı ile tam ve doğru olarak iletmekle yükümlüdürler (m.13/II).

Tıbbi satış temsilcileri, tanıtımını yaptıkları tıbbi ürünün kullanımı, özellikle ziyaret ettikleri kişiler tarafından kendilerine rapor edilen olumsuz (advers) etkiler ile ilgili bilgileri, firmaca oluşturulan bilim servisine (m.14/I) iletirler (m.13/III).

 

11. Reklâm Denetimi


6023 sayılı Türk Tabipleri Birliği Kanunu, yukarıda ayrıntılı olarak açıklanan reklam ilkelerinin gözetilmesi, denetlenmesi ve bu yasal çerçeveyi aşan reklâmları önleme görevini yönetim kuruluna yüklemektedir (m.28/I-d).

Nitekim Türk Tabipleri Birliği de, 10-11 Ekim 1998 tarihinde yapılan 47. Genel Kurulunda kabul ve ilan ettiği ?Hekimlik Meslek Etiği Kuralları? içinde ?Ticari Amaç ve Reklam Yasağı? (m.11) hükmüne de yer vermektedir: ?Hekim, mesleğini uygularken reklam yapamaz, ticari reklamlara araç olamaz, çalışmalarına ticari bir görünüm veremez; insanları yanıltıcı, paniğe düşürücü, yanlış yönlendirici, meslektaşlar arasında haksız rekabete yol açıcı davranışlarda bulunamaz. Hekim, yayın araçlarıyla yapacağı duyurularda varsa, Tababet Uzmanlık Tüzüğü'ne göre kabul edilmiş olan uzmanlık alanını, çalışma gün ve saatlerini bildirebilir. Tabela ve benzeri tanıtım araçlarının biçim ve boyutları yerel tabip odası tarafından saptanır.

Türk Tabipleri Birliği Disiplin Yönetmeliği (RG., 28.04.2004, S.25446) de, reklam ve tanıtım ilkelerine aykırı davranışları para cezasını gerektiren disiplin suçları arasında saymaktadır. Reklâmla ilgili bu disiplin suçları şunlardır:

?b) Tanıtım kurallarına aykırı davranmak,

c) Her türlü iletişim mecrasında reklâm amacına yönelik yazılar yazmak, yazdırmak veya açıklamada bulunmak yahut ortağı olduğu kuruluş veya şirket aracılığıyla bu anlamda reklâm yapılmasını sağlamak,

d) Bireysel olarak veya yöneticisi oldukları dernekler ya da çalıştıkları kurumlar aracılığıyla ticari ürün veya hizmetin tanıtımında yer almak veya reklâmına aracılık etmek,

e) El ilanları, tabelalar, basın ve benzeri yollarla meslektaşlar arası haksız, tıp dışı rekabete yol açacak duyurular yapmak,

j) Türk Tabipleri Birliği veya odalarca saptanmış tabela ile ilgili kurallara uymamak?.

 

12. Yargı İçtihatlarında Organ Nakli ve Reklam Yasağı


a. Danıştay 8. Daire, 19.04.2005, 2004/2155, 2005/1841: ?Olayda, davacının vekili olduğu firmaya ait bir ürün hakkında medyada açıklama yapması ve bu konudaki ilanın altına avukat unvanıyla imza atması, reklâm niteliği taşıdığından, Avukatlık Kanunun 55. ve Meslek Kurallarının 7. maddesinde öngörülen uyulması zorunlu kurallara aykırı olan bu eylemi nedeniyle oluşturulan işlemde mevzuata aykırılık görülmemiştir?[24].

Bu içtihada kıyasla, ticari bir firmaya ait reklâma firma çalışanı sıfatıyla imza atan bir hekimin de, dolaylı olarak reklâm yasağını ihlal etmiş olabileceğini belirtmek isteriz.

b. Danıştay 11. Dairesi, 17.06.1997 tarih ve E.1996/5268, K.1997/2462 sayılı kararında, 27.04.1996 gün ve 22623 sayılı Resmi Gazete'de yayımlanarak yürürlüğe giren ?Beşeri ve İspençiyari ve Tıbbi Müstahzarların Tıbbi Tanıtım Yönetmeliğinde Değişiklik Yapılmasına Dair Yönetmeliğin? oybirliğiyle iptaline karar verilmiştir[25]. Bu kararda aynen şöyle denilmektedir:

?Dava konusu yönetmelik ile 07.09.1990 gün ve 20628 sayılı Resmi Gazete'de yayımlanan Beşeri ve İspençiyari Tıbbi Müstahzarların Tıbbi Tanıtım Yönetmeliği değiştirilmektedir. Getirilen bu değişiklikler ile reçetesiz olarak satılmasına izin verilen beşeri ispençiyari ve tıbbi müstahzarların tıbbi tanıtımı yalnız hekim ve eczacılarla sınırlı tutulmamakta; topluma ve çocuklara tanıtımına olanak sağlanmakta, gazete ve meslek gruplarına yönelik dergiler dışında yayın organlarının ilan ve reklâmına yer verilmektedir. Getirilen ek maddeler ile, yapılacak bu reklamların şekil ve esasları ile uygulanacak prosedür düzenlenmektedir. Dolayısıyla bu düzenlemeler, reçeteli ilaçlar yanında reçetesiz ilaçların tanıtımını belirli kurallara bağlamakta, genel olarak ilgili meslek grupları dışında, toplum önünde reklâmını yasaklayan yasadaki düzenlemeyle çelişmektedir. Davalı idare tarafından, değişikliğe gerekçe olarak 3984 sayılı Radyo ve Televizyonların Kuruluş ve Yayınları Hakkında Yasanın 22. maddesi gösterilmektedir. Ancak, anılan yasa hükmü özel nitelikte olarak reklâm konusunu düzenlemekte olup; bu düzenleme ilaçla ilgili özel düzenlemeler olmadığı ölçüde uygulanacak nitelikte bulunmaktadır?.

Bu içtihat, reçetesiz olarak satılmasına izin verilen ilaçların, sağlık meslek mensuplarına özgü mesleki yayınlar dışında toplum geneline yönelik yayın vasıtalarıyla reklâm ve tanıtımına izin vermemektedir.

c. Danıştay 13. Dairesi, 16.03.2005 tarih ve 213/1558 sayılı kararında, 17.04.2003 tarih ve 25082 sayılı Resmi Gazete'de yayımlanan ?Radyo ve Televizyon Yayınlarının Esas ve Usulleri Hakkında Yönetmelik?in ?Reklamı Tele-Alışveriş Yayını ve Program Desteklemesi Yasaklanan Ürün ve Hizmetler? başlıklı 21. maddesinin "tedavi ve rehabilitasyon kurum ve kuruluşlarının verdikleri hizmetler?e ilişkin reklam ve tele-alışveriş yayını yapılamayacağını öngören (d) bendinin iptali istemini görüşerek oybirliği ile iptaline karar vermiştir[26].

Kararın dayanağı gerekçeler şu şekilde ortaya konulmaktadır: ?Yukarıda yer verilen düzenlemeler birlikte değerlendirildiğinde, hem Avrupa Sınırötesi Televizyon Sözleşmesi, hem de 3984 sayılı Yasa'da ?Tedavi ve rehabilitasyon kurum ve kuruluşlarının verdikleri hizmetler?in reklamlarının yapılamayacağına ilişkin bir sınırlama bulunmadığı halde, dava konusu Yönetmelik hükmü ile dayanağı üst hukuk kurallarına aykırı düzenleme yapılarak reçete ile satışına izin verilen ilaç ve tedavilerin reklamına getirilen yasaklamanın genişletilerek, dürüst, gerçeği yansıtan ve doğrulanması mümkün unsurlardan oluşacak ve ferdin zarardan korunması gereklerine uygun şekilde reklamı mümkün olan tedavi ve rehabilitasyon kurum ve kuruluşlarının verdikleri hizmetlerin de yasak kapsamına alındığı görülmektedir. Belirtilen bu duruma göre, dava konusu Yönetmeliğin düzenleniş amacına aykırı olarak, üst hukuk kurallarında öngörülen çerçeve ve yetkiyi aşar nitelikte düzenleme getirildiği, bu haliyle de hukuka aykırı olduğu sonucuna varılmaktadır?.

Kanun düzeyinde öngörülmemiş bir yasaklamanın yönetmelik hükmü ile yapılmasına karşı çıkması yönüyle olumlu bulunabilecek bu içtihadın, sağlıkta reklâm yasağına özgürlükçü bir yorum getirdiği söylenebilir.

 

13. Sonuç


Organ ve doku nakli hizmetlerinde reklam yasağı konusunun tamamen hukuk bilimi açısından ele alındığı ve normatif bir yöntemle incelendiği bu çalışmaya, reklam yasağı ve kısıtlaması sayılabilecek normatif ilkeleri (alfabemizin 29 harfine sığdırıp) alt alta sıralayarak son vermeyi uygun görüyoruz.

a) Sağlık hizmetlerini ticarileştirmeye yönelik her türlü eylem yasaklanmıştır.

b) Sağlık hizmetlerinde müşteri (hasta) çekmeye/artırmaya yönelik davranışlar yasaklanmıştır.

c) İnsan bedeni ve onun parçaları, kazanç konusu edilemez.

ç) Belli bir çıkar karşılığı organ veya doku temini için ilan veya reklam vermek/yayınlamak, bir yıla kadar hapis cezasını gerektiren bir suçtur.

d) İstatistik ve haber amaçlı açıklamalar müstesna, organ ve doku nakline ilişkin her türlü reklâm yasaktır.

e) Hekimler, kendi reklâmını yapamaz ve reklâm niteliğinde teşekkür ilânı yayınlayamaz.

f) Hastaları, yaşlıları, çocukları ve özürlüleri aldatıcı, yanıltıcı, tecrübe ve bilgi eksikliklerini istismar edici, can ve mal güvenliklerini tehlikeye düşürücü, kamu sağlığını bozucu reklâm ve ilânlar

g) İlişkisiz bir konu içinde bir ürün ve hizmetin dolaylı şekilde reklamının yapılması (örtülü reklam) yasaktır.

ğ) Özel hastaneler, talep yaratmaya yönelik ve diğer hastaneler aleyhine haksız rekabet yaratan davranışlarda bulunamazlar ve bu nitelikte tanıtım yapamazlar.

h) Özel hastanelerin internet sitelerinde yer alan sağlık bilgileri, tedavi edici sağlık hizmetlerine yönelik olmamalı ve alanında uzman sağlık meslek mensupları tarafından hazırlanmalı ve bilgilerin son güncelleme tarihi açıkça belirtilmelidir.

ı) Özel sağlık kuruluşları, sadece sağlık kuruluşuna başvuran hastaların kullanımına yönelik olarak, sağlığı geliştirici ve koruyucu nitelikte ve sağlık sorunları ve bu sorunlardan korunma yollarını açıklayan ya da olumsuzlukları giderici/azaltıcı şahsi tedbirleri içeren eğitim materyalleri hazırlayabilirler.

i) Özel sağlık kuruluşlarının reklâm, tanıtım, bilgilendirme niteliğindeki her türlü faaliyetleri, Sağlık İl Müdürlüğünün iznine tabidir.

j) Hekim kartvizitinde, sadece ad ve soyad, adres, uzmanlık alanı, akademik unvan ile muayene gün ve saatleri bulunabilir.

k) Sadece ürünü övmek amacıyla ve kendisinde bulunmayan şifa özelliklerinden söz edilerek veya var olan şifa özelliği abartılarak ilaç reklâmı yapılması yasaktır.

l) Bir ilacın ?...hastalıklarında kullanılması faydalıdır? türünden reklâm ve tanıtımı yapılabilir.

m) Reçete ile satılması zorunlu ilaçların reklâmları, önceden Sağlık Bakanlığından izin alınarak ve sadece tıbbi dergilerde yapılabilir.

n) Bir ilacın bilimsel özellikleri ve değerini anlatan filimler, Sağlık Bakanlığı?nın izni ile ve uygun göreceği yerlerde gösterilebilir.

o) Ruhsatlandırılmamış hiç bir tıbbi ürünün tanıtımı yapılamaz.

ö) Klima, buzdolabı, soğutucu, termos, otomobil aksesuarları, saç kurutma makinesi, video ve televizyon gibi beşeri tıbbi ürünlerle ilgisiz malzeme veya araçlar tanıtım malzemeleri olarak kullanılamaz.

p) Reçete ile satılan ürünler ile psikotrop ve narkotik maddeleri içeren ürünlerin topluma tanıtımı yapılamaz.

r) Geri ödemesi yapılan tıbbi ürünlerin halka tanıtımı yapılamaz.

s) Reçete ile satılan beşeri tıbbi ürünlerin, televizyon ve radyo aracılığı ile tanıtımı yapılamaz.

ş) Hiç bir tıbbi ürün promosyon amacıyla halka doğrudan dağıtılamaz.

t) Topluma yönelik tıbbi ürün tanıtımlarında, garantili sonuçlardan veya yan etki bulunmadığından söz etmek ya da bir başka tedavi veya tıbbi üründen daha iyi veya ona eşdeğer fayda sağladığını iddia etmek yasaktır.

u) Sadece veya özellikle çocuklara yönelik tıbbi ürün tanıtımları yasaktır.

ü) Bilim adamı, sağlık personeli veya etkili olabilecek şöhretli kişilerce yapılan tavsiyeler içeren tıbbi ürün tanıtımları yasaktır.

v) Sağlık mesleği mensuplarına yönelik tıbbi ürün tanıtımlarında, herhangi bir nakdi veya ayni avantaj sağlanamaz, teklif edilemez ve söz verilemez.

y) Beşeri tıbbi ürün ruhsatına sahip olanlar, sadece bu bilgilerin iletilmesi ve tartışılması amacıyla kongre, seminer ve sempozyum gibi bilimsel/eğitsel toplantılar düzenleyebilir veya bu tür faaliyetlere katkıda bulunabilirler. Eğitim amacıyla bu toplantılara sadece sağlık mesleği mensupları davet edilebilir ve katılanlara yapılacak ağırlama harcamaları toplantı amacını ikinci plana itecek ölçüde olamaz.

z) Sadece hekim, diş hekimi ve eczacılara verilebilen ve satışa konu edilemeyeceği üzerinde yazılı olan bedelsiz ilaç numuneleri ile ilgili kayıtlar ruhsat sahibi firmaca tutulmalıdır. Psikotrop ve narkotik maddeleri içeren ürünlerin numuneleri verilemez.



 

Dipnotlar:

 

[1] İlhan ÜNLÜ, Reklam Kampanyası Planlaması, Anadolu Üniversitesi Yayını, No.259, Eskişehir 1987, s.7 ; İsmet MUCUK, Pazarlama İlkeleri, 8. Basım, İstanbul 1997, s.218 ; İsmail TÜRKMEN, Reklam Yönetimi, MPM Yayını, No.583, Ankara 1999, s.23 ; Mehmet OLUÇ, ?Reklam?, Pazarlama Dünyası, Y.4, S.20, Mart-Nisan 1990, s.3-18. Farklı reklam tanımlamaları için ayrıca bkz. İlhan CEMALCILAR, Pazarlama, Kavramlar-Kararlar, İstanbul 1994, s.286 ; Yüksel ÜNSAL, Bilimsel Reklam ve Pazarlamadaki Yeri, 2. Baskı, İstanbul 1984, s.12 ; Gaye YAYLACI ÖZDEMİR, Reklamda Stratejik Yönetim, İstanbul 1999, s.4 ; Demet GÜRÜZ, Reklam Yönetimi, 2. Baskı, İzmir 1999, s.20 ; A.B. GÖKSEL/N.B. YURDAKUL, Temel Halkla İlişkiler Bilgileri, İzmir 2002, s.100.   

[2] Adriane Fugh-Berman, Karen Alladin, Jarva Chow, ?Advertising in Medical Journals: Should Current Practices Change??, PLoS Medicine, June 2006, C.3, S.6, s.762-768 ; Joel J. Davis, ?Consumers' Preferences For The Communication Of Risk Information In Drug Advertising?, Health Affairs, C.26, S.3, s.863-870 ; A.L. Cowden and K.A. Katz, ?Food and Drug Administration surveillance of dermatology-related and nondermatology-related prescription drug advertising in the U.S.A., 2000?2003?, British Journal of Dermatology, Y.2006, S.154, s.950?958 ; Jacob Glad, Lıa Moran, Francisco Schlaeffer & Abraham Borer, ?Antibiotic drug advertising in medical journals?, Scandinavian Journal of Infectious Diseases, Y.2005, C.37, s.910-912 ; James M. Jeffords, ?Direct-To-Consumer Drug Advertising: You Get What You Pay For?, Health Affairs, Web Exclusive, 28 April 2004, s.253-255 ; David M. Gardner, Barbara Mintzes, Aleck Ostry,  ?Direct-to-consumer prescription drug advertising in Canada: Permission by default??, JAMC, 2 SEPT 2003, 169 (5), s.405-421 ; Dan Sarel & Howard Marmorstein, ?Identifying New Patient Prospects: Efficacy of Usage Segmentation?, Journal of Health Care Marketing, C.XVI, S.1, Y.1996, s.38-44.

[3] Asuman ALTAY, ?Sağlık Hizmetlerinin Sunumunda Yeni Açılımlar ve Türkiye Açısından Değerlendirilmesi?, Sayıştay Dergisi, Ocak-Mart 2007, S.64, s.33-58.

[4] Sağlık hizmetlerinde reklamın tamamen serbest olması ya da bütünüyle yasaklanmasına karşı çıkıp, sınırlı ve ölçülü şekilde mümkün olmasını savunan baskın görüş şu şekilde temellendirilmektedir: ?İnsan sağlığının söz konusu olduğu ve tüketicilerin kolayca istismar edilebileceği dikkate alındığında sağlık sektöründe reklamın tamamen serbest bırakılması yerine kısmen hizmetleri tanıtıcı ve bilgi verici mahiyette olan reklamlara izin verilmesinin faydalı olabileceği söylenebilir. ?Zararlı reklam uygulamalarını sadece sağlık sektöründe değil, tüm sektörlerde rastlanılmaktadır. Bu nedenle sağlık sektöründe reklamın zararlı bir faaliyet olduğunu söylemek yerine, ahlaki değerleri düşük kişilerin eline düşmesi halinde zararlı olabilir demek daha gerçekçi olur. Sağlık hizmetlerinde reklam, özellikle toplum sağlığının korunması ve geliştirilmesine yönelik verilen hizmetlerde; kan bağışı aile planlaması, aşı kampanyalarında ve zayıflama ve sporcu sağlığı ve termal tedavi, plastik cerrahi, alkolizm, beslenme bozuklukları, genel diş problemleri gibi hizmetlerde, hastane ve sağlık kuruluşları ve sundukları hizmetleri tanıtmada (örneğin tüp bebek uygulamasının duyurulmasında, kanser taramaları için kadınlarda yılda bir defa mamografi çekiminin önemini tanıtan çalışmalarda) faydalı olabilir. Reklamın tamamen yasak olmasının hem hizmet üretenlere hem de tüketicilere bir katkısı yoktur? (Hakkı USTA/Dilaver TENGİLİMOĞLU, ?Sağlık Hizmetlerinde Reklam ve Hastaların Reklama Bakış Açısı: Bir Alan Uygulaması?, I. Ulusal Sağlık İdaresi Kongresi, 20-21 Mayıs 2000, Ankara, s.351 (349-364). Ayrıca bkz. Mehmet KARAFAKIOĞLU, Sağlık Hizmetleri Pazarlaması, İstanbul 1998, s.195 vd. ; Dilaver TENGİLİMOĞLU, ?Sağlık Hizmetleri Pazarlamasında Etik ve Etik Sorunları?, Pazarlama Dünyası Dergisi, Ocak Şubat 2001, s.30-37.             

[5] D. SCAMMON & L. KENNARD, ?Improving Health Care Strategic Planning Through Asseement of Perceptions of Consumers, Providers and Administrators?, Journal of Health Care Marketing, C.3, Y.1983, S.2, s.9-17.

[6] Reklam etiği alanındaki bilimsel makalelere yönelik genel bir literatür taraması ve istatistikler hakkında ayrıntılı bilgi için bakınız:  Michael R. HYMAN, Richard TANSEY and James W. CLARK, ?Research on Advertising Ethics: Past, Present and Future?, Journal of Advertising, C.XXIII, S.3, September 1994, s.5-15.

[7] Reklamlara yönelik sosyal içerikli eleştiriler için bkz. George M. ZINKHAN, ?Advertising Ethics: Emerging Methosd and Trends?, Journal of Advertising, September 1994, C.XXIII, S.3, s.1-5 ; Mehmet OLUÇ, ?Reklamın Önemi ve Sorunları?, Pazarlama Dünyası, Mayıs-Haziran 1990, S.21, s.4-12 ; Ömer TORLAK, ?Reklama Getirilen Eleştiriler ve Reklamcının Toplumsal Sorumluluğu?, Pazarlama Dünyası, Ocak-Şubat 1995, S.49, s.13-17 ; Perran AKAN, ?Reklamcının Toplumsal Sorumluluğu?, Pazarlama Dünyası Mayıs-Haziran 1995, S.51, s.18-23.

[8] 1136 s.K.m.55.

[9] 1512 s.K.m.50.

[10] 6343 s.K.m.9.

[11] 6643 s.K.m.20/b ; Türk Eczacıları Deontoloji Tüzüğü, m.9.

[12] 1219 s.K.m.40 ; 3224 s.K.m.11/e.

[13] 3568 s.K.m.44.

[14] KARAFAKIOĞLU, 1998, s.199 ; USTA/TENGİLİMOĞLU, 2000, s.351.

[15] İlişkisiz bir konu içinde bir ürün ve hizmetin reklamının dolaylı olarak yapılması anlamına gelen örtülü reklam, 4077 s. K. m.16/II?de açıkça yasaklanmaktadır.

Ömer Baybars TEK, Pazarlama İlkeleri, İzmir 1999, s.736: ?Özel TV firmalarının bir uygulamasına göre, örneğin, haberler sırasında veya hemen sonunda Tamek vb çeşitli firmaların herhangi bir haberi (yeni ürün, fuar katılımı vb) reklam olarak değil ama halkla ilişkiler (PR) haberi gibi uzun uzun anlatılmaktadır. TV'de ilk yıllarda "Bizimkiler" dizisinin, bütün otomobilleri TOFAŞ markalıyken Renault firmasının, dizinin yapımcısı ve yazarıyla anlaşarak, kullanılan bütün arabaları Renault'a çevirdiği ileri sürülmüştür. Mustafa Sandal'ın "Onun Arabası Var" adlı klipinde Tuborg birasının reklamının yapıldığı tartışması da aynı bağlamdadır?.             

[16] İngilizce'deki ?information? ve ?commercial? kelimelerinin yarılarının birleştirilmesiyle oluşturulan ?infomersiyal reklam? türü için bkz. TEK, 1999, s.736 ; B. Zakir AVŞAR/M. ELDEN, Reklam ve Reklam Mevzuatı, Ankara 2005, s.55.

[17] TEK, 1999, s.736: Diş macunu reklamlarında, Sağlık Bakanlığı'nın izniyle Sinyal Plus "Türk Diş Hekimleri Birliği'nin Tavsiyesi" diye ilân verilmiştir (Ayrıca bkz. s.731). Algida toplumda tartışma yaratan "Bu bilgiler Ege Üniversitesi Gıda Mühendisliğinin Katkılarıyla derlenmiştir" şeklinde dondurmanın faziletlerini anlatan reklamlar yapmıştır. Ünlü müteveffa artist Sadri Alışık halkı kan vermeye çağırmıştır (1994).

[18] 3568 s. K.m.45.

[19] 1136 s. K.m.11.

[20] Hekimlere yönelik bu reklam yasağı normunun hukuk ve etik açısından yerindeliği konusunda bkz. Yıldırım GÜLHAN/Nezih VAROL/Hasan KUŞ, ?Sağlıkta Reklam?, I. Ulusal Sağlık İdaresi Kongresi, 20-21 Mayıs 2000, Ankara, s.383-390.

[21] 1928 tarihli Kanunun bu hükmü, 04.01.1943 tarih ve 4348 sayılı Kanunun 1. maddesi ile değiştirilmiştir.

[22] Hükmün aslı aynen şu şekildedir: ?Müstahzarları övme yolunda ve bunlara malik olmadıkları şifa hassaları atıf veya mevcut şifai tesirleri büyütmek suretiyle sabit veya müteharrik sinema filmleri ışıklı veya ışıksız, ilân, radyo veya herhangi bir vasıta ile reklâm yapılması memnudur.?

[23] Beşeri Tıbbi Ürünler Ambalaj ve Etiketleme Yönetmeliği m.4?e göre, ?uluslararası olan ve mülkiyete konu edilemeyen isim? adı verilen INN kısaltmasının açılımı ?International Nonproprietary Name? olup tanımı şu şekilde yapılmaktadır: ?Bir etkin maddenin Dünya Sağlık Örgütünce kabul edilen veya önerilen, mülkiyete konu edilemeyen ve Dünya Sağlık Örgütü kuralları doğrultusunda marka tescilinde kullanılmaması gereken uluslararası ismi?. Bkz. RG., 12.08.2005, 25904.

[24] Danıştay Dergisi, Y.2005, S.110, s.234.

[25] Danıştay Dergisi, Y.1998, S.95, s.606.

[26] Danıştay Dergisi, Y.2005, S.110, s.392.


 

Faks
: http://www.yahyaderyal.net
GSM
: 0 533 266 14 47
E-Posta